miami de serinin ikinci maçına da biraz yorgunluk biraz da hastalık nedeniyle ikinci yarıdan katıldım..
ilk yarı skoru görüldüğünde öncelikle maçın dallasın istediği şekilde geliştiği görülebiliyor.. Miami her ne kadar daha atletik ve hızlı olsa da, yüksek skorlu giden bir maç yüksek asist sayısıyla ibreyi hep dallas tarafına çevirir.. ilk maçtan her iki tarafında ders çıkardığı ortada, özellikle Wade: bu sefer işi maçın sonuna bırakmadı.. Miamide aksayan en önemli parça defansif yönüyle değil ama ofansta 2/11 ile Bosh bu sefer ve inanılmaz ama LeBronun faul riskine girmesi ile çok aktif bir devre geçirememesi; diğer önemli nokta ise bench katkısının neredeyse sıfır olması - Bibbynin katkısı ile biraz toparlasa da.. Dallas tarafında Nowitski hala lokomotif ritmini bulamadı, terry-peja yokları oynarken bu tarafta da marion sürüklemeye stevenson ile ekstra üçlükler ile skor çekmeye devam ediyor.. "28-23" ve "23-23"
ilk yarıyı 9-0 la kapatan Miami Kiddonun da katkılarıyla ikinci yarıya da 6-0 la girerken James ve Bibby ile farkı açtı.. marionun insiyatif alması ve fark çift hanelere çıkınca gelen miami defansıdaki konsantrasyon düşüklüğü maçı koparıp gidebilecekken 4 sayıya bağladı.. daha iyi yüzdeyle oynamasına rağmen nowitski sadece kolay sayılara çıkıyor (6/16), kidd çok fazla hata yapıyor (4 TO) - maç tamamen Miaminin istemesine ve maçtan düşmemesine bağlı - şu ana kadar pamuk ipliğini sadece marion kuruyor (8/12 18 sayı)
üç çeyrekteki dengeyi ya da bir deyişle farkı ortaya koyan top kayıplarına 9-15 in üstüne eklenen 6-2 blok ve 10-6 top çalma oldu..
son çeyrekte Miami yine yükselerek başladı ve fark birden çift hanelere çıktı.. miami düşen defansını toplayıp hızlı hücumları iyi değerlendirince 85-73 geldi 7.37 ye kadar.. bence bu 2-0 dana daha önemli bir mesaj maçta dallasın düşmesi ve kalkması şu ana kadar oynanan 90 dakikada hep Miaminin elindeymiş imajı uyandırıyor.. keza 7 dakika kala 15 sayıya ulaşan fark 3:20 ye kadar miami üstüste dört hücum kaçırınca - ki bu dallas savunması nedeniyle değil biraz da süreyi doldurma adına miaminin hücumu zora sokması nedeniyle oldu - fark 4e kadar düştü.. bu geri geliş bu sefer terrynin oyuna katılması ve isabet bulması ile ikinci yarıya reset atılıp çıkan ve boş oynayan kiddonun üçlüğü ile oldu.. miami hücumunun bu olaylar (başka bir deyim bulamıyorum) sonucuna kroke duruma düşmesi maçı 54 sn kala skora 90-90a bağladı.. bir berbat hücum daha üzerine nowitskinin üçlüğü ile bütün söylediklerimi yemek üzereyken yarı sahadan başlayan hücumda dallasın rotasyonu unutması ve Lebronun iyi görmesi ile Chalmers 0,5 saniyelik sürede süper kritik bir üçlük atarak 24,5 sn kala 93-93 e bağladı.. son hücumda nowitskiyi lebronun değil boshun tutması faul hakkı varken faul yapmaması üstüne wunderkind ters eliyle turnikeyi bırakıp 3 saniye kala öne geçti.. son hücumda mola hakkı olmadığı için tüm sahayı geçmek zorunda kalan miaminin tamsaha pres altında zaten mucize bir basket dışında pek şansı yoktu ve olamadı da - ki orada el yakan topu wade e değil solda bekleyen chalmersa vermek gerekirdi diyorum..
maç sonunu iyi oynayarak buralara gelen iki takım arasında bu sefer dallasın 4. çeyrek geri dönüşü damga vurdu ve özellike mavs için sıradan bir galibiyetten çok daha anlamlı ve güven verici oldu - ne de olsa son 7 dakikaya 7-22 bir seri sığdırdılar...
haydi artık koparın şu maçı çığlıkları ve kutlama hazırlıklarının cümbüşü American Airlines Arenada sürpriz basket duasına dönüşebildiği için I LOVE THIS GAME...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder