iki maçı seyahat nedeniyle kaçırdığım sırada eşitlik bozulmamakla beraber heyecan ve stres bir kademe daha ilerlemiş oluyordu..
2-2 olarak sıfırdan başlanan seride Miami açısından şu ana kadar görülen en büyük dezavantaj LeBronun sayı anlamında özellikle son çeyreklerde etkisiz olması ve daha da moral bozucusu 433 maç sonra serinin 4. maçında tek haneli sayıda kalmasıydı.. içeri dalan parçalayan LeBrondan da eser yok.. Oyunun diğer tarafında ise savunma ve top dağıtma anlamında, üzerine ikili sıkıştırmaları çekerek boş alan yaratma bakımından ise üstün özelliklerini sergiliyordu. Dallasta ise Dirkün yorulmaya başlaması, hastalığı, ve sol elindeki sakatlığı onu sıkıntıya soksa da benchin zenginliği ile bu kapatılıyor..
bu ortamda başlayan dördüncü maçta şu ana kadar olmayan oldu ve dallas lakers serisindeki gibi çılgın atmaya başladı.. lakers bu çılgın üçlük ve genel isabet oranı karşısında dağıldı gitti, miami ise silahlarının alternatifli olması - big 3 - ve chalmersın ortaya çıkıp "bugün winner günüm" demesiyle ilk iki çeyrek çok dengeli geçti.. Bu sayı yağmuruna Wadein sakatlanması eklenince daha ikinci çeyrekten farkın açılması işten bile değildi ama Miami maça tutundu.. aslında ikinci çeyreğin sonunda aksayan wadein maça girmesi dezavantaj bile getirdi diyebilirim.. "60-57"
devre arasında Miami kanadında sorulması gereken soru aslında "biz ne yapıyoruz" olmalıydı, çünkü Miami hücum silahlarından daha da önemlisi aslında bir savunma takımı ve dallas gibi ritim bulunca gözü kapalı şut sokan bir takımla "at-at basketbolu" oynanırsa eninde sonunda kaderinizi onların eline bırakırsınız.. bu nedenle oyunu soğutacak ya da defansif anlamda karşı koyacak bir şablon bekledik ama üçüncü çeyrek de aynı şekilde devam etti.
Wadein geri dönüşü, LeBronun triple double oyunu ve bu bölümde Mike Millerın üçlükleri ile Miami oyuna tutunmayı sürdürdü ve hatta Dallasın oyundan biraz düşmesi - ekstra oyunlara girmesi Miaminin öne geçmesini bile getirdi..
bu kadar moral bozucu şut yüzdesine karşı oyunda kalmak, hatta öne geçmek önemli bir konu ama bu işi buraya kadar getirmişken son 4 dakikada 10-1 seri ile tekrar düşmek de ne oluyor? morali artıp ritim bulması gereken Miaminin gardı neden ve nasıl bu kadar düşebiliyor?
son saniye ve inanılmaz zor üçlüklere yenilerini ekleyerek bu seriyi yakalayan dallas geri kalan bir dakikada 4 sayı öndeyken heyecanlı bir son izleyelim derken terry bahsettiğim akılalmaz üçlüklere bir yenisini eklerken 30 saniye kala 7 sayı ile maçı bitirdi.. ve Miami taraftarlarına televizyonu kapattırdı.. maçın sonucunu nba.com dan alıyoruz 112-103...
seri Miamiye dönerken Spoelstra ve Big3 için alınması gereken ders şu olsa gerek:
DEFENSE.. DEFENSE.. DEFENSE..
:)
YanıtlaSil