Çim zeminiyle Grand Slamler içinde özel bir yere sahip Wimbledon, 2011 yılında 125. kez kapılarını bugün açtı..
20 Haziranda başlayan turnuva 2-3 Temmuz finaller haftası ile kapanacak.. 128 er kadın ve erkek tenisçi tekler, 64er kadın ve erkekler çiftler, 48 er çift de karışık çiftler mücadelesi verecek; ayrıca gençler kategorileri ve tekerlekli sandalyeliler maçları oynanacak.. erkekler ve bayanlarda hedef GS şampiyonluğu olduğu kadar tabiki 1.100.000 poundluk ödül. Merkez kortta saat 15de başlayan maçlar için başlama saati diğer kortlarda 14.. önemli maçlar ntvspordan yayınlanacak..
Bayanlarda Wozniacki 1 numara olmanın getirdiği avantajla yine seribaşı - şu ana kadar bir GS kazanmamışken aylardır 1 numarada olan Wozniacki artık bu konuyu kapatmak isteyecektir ama Roland Garrosda 3. turda elenen Prenses bunu başarmak için basit hatalarını kontrol altına almalı.. 2 numarada Zvonerava 3 numarada ise Roland Garros 2011 şampiyonu La Ni var - ki ikiside çimin avantajını oyunlarını güçlendirmek ve maçları domine etmek için kullanabilecek tecrübedeler.. yeniden form tutmaya başlayan daha dengeli ve winner bir oyun sergileyen Maria iddialı isimlerden, ama burada istediği patlamayı ve ekstra işleri yapması gerekiyor.. uzun zamandır sakatlıklar nedeniyle kortlardan uzak kalan Williamslar turnuvanın kaderini elinde tutuyorlar, ne yapacakları belli değil ama çim kortu avantaj olarak kullanıp sert servisleri ve servis vole oyunları ile en az çeyrek finale kadar ilerleyeceklerini düşünüyorum. Zaten dünya klasmandaki pozisyonunun aksine (26#) 7 numaralı seribaşı olan Serenanın en azından çeyrek finale kadar yolu rahat görünüyor. Ana'nın da final olmasa bile son 8e kadar gitmesini diliyorum, Ana HAYDIIIIII.. listelere baktığımızda eskilerden Jelena Dokici görüp nostalji yaşadığımı belirteyim...
Erkeklerde Nadal-Federer-Djo Djo arasında geçmesi beklenen erkeklerde durum şöyle: son şampiyon Nadal ünvan korumak, GS albümüne bir tane daha katmak istiyor.. 10. GSi geçen ay Roland Garros da alan Nadal Federerin 16 şampiyonluğunu geçmek istiyor, 2006 ve 2007 finalinde Federere çarpılıp 2008 de Federerden rövanşı alan, bunu 2010 da tekrarlayan Nadalın artık korkmak içi sebebi yok.. Fransadan sonra pek ortalarda gözükmeyen Nadal dinlenerek geldi ve hedefe kilitlendi diyebiliriz.. Federer yavaş yavaş sahneden çekilirken en güçlü olduğu zeminde +1 yapmak isterken, son zamanlarda adeta tecrübesiyle oynadığı ve gençlere direndiği oyununda şimdi çimin kısa rallilerinde daha diri kalarak daha güçlü olacağını biliyor.. yıla çok iyi bir giriş yapan neredeyse üstüste kazanma rekorunu kıracak olan Djo Djo fransada pek ihtimal verilmediği halde Federer kayasına çarptı - ama burada 1 numara olma ve muhteem ikiliyi yıkma projesini sağlamlaştırmaya çalışıyor - toprağın ve sert zeminin iddialı ismi Djo bakalım çimde de o kadar sıkı durabilecek mi??, İskoç Murrayin ise İngilizleri temsil etme ağırlığı altından kalkıp kalkamayacağı merak ediliyor ama son yıllardaki performansı gününde olması halinde ilk üçe kafa tutabilecek ve belkide özelikle ingilizler ve tenis severler için güzel bir sürpriz yapabilecek kapasitede... bu grubu tek zorlayabilecek inişli çıkışlı grafiğiyle ama en azından amerikanın ilk ona sokabildiği tek isim Roddick.. Erkeklerde Wimbledonı son yüzyılda sadece 2 kişinin seribaşı olmadan kazanabildiğini (1985 Becker, 2001 Ivanisevic) belirtirsek listenin gerisinin önemli oranda sıralama maçı yapacağını tahmin etmek zor değil.. 9. monfils, 12. Tsonga (nadalı wimbledon öncesi hazırlık turnuvasında eledi), 14. wawrinka, 24. del potro çeyrek final ve ötesini görmeye çalışacak tenisçiler..
Wimbledon spor kompleksinde yapılan turnuva, Merkez,1. ve 2. kortların yanısıra Ground kortlarda gerçekleşecek.. 43 pounddan başlayan merkez kort biletleri güner ilerledikçe 68 pounda çıkıyor, ikinci hafta ise 90 poundları görüyor.. turnuvanın son dört gününde merkez kort için girişte bilet satışı yok.. 1. kort ve 2. kort program yoğunluğunun azaldığı ikinci haftaya kadar önemli maçlara ev sahipliği yapabileceği için 35-75 pound arası fiyatları görüyor.. Ground kortlara giriş ise tüm kortlar için geçerli olmak üzere saat 5ten önce giriş için 20 saat 5ten sonra 14 pound..Tabiki bilet almak sadece para ile ölçülen bir şey değil, THE QUEUE dan geçmek gerekiyor.. özellikle merkez/1/2. kort biletleri almak için gecelemek ve sırada kamp yapmak olmazsa olmaz.. Ground kortlar için saat 10-11den sonra giderseniz 2-3 saat, 12-13den sonra giderseniz 3-4 saat sıra beklemeniz gerekiyor.. the queue, yüzlerce metre süren insan seli sırasında ekranlardan maçların izlendiği, sırakilerle kaynaşıldığı, yalnızsanız vakit geçirmek için mutlaka yanınıza küçük bir kitap almanız gereken bir yer..
"I queued for Wimbledon 2010" onurunu yaşamış, efsane John Isner - Nicolas Mahut maçının ilk dört setini görmüş, Ana'yı Henin'ı Williams kardeşleri canlı izlemiş birisi olarak umarım tekrar bu heyecana günün birinde hem de Merkez Kortta tanık olurum..
sevgilerimle
eJdeR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder