TMMOB Kimya Mühendisleri Odasının biber gazı ve türevleri ile ilgili yayını..
paylaşmayı bir görev bilirim.. alıntı ve kısaltma ile paylaşılmıştır..
-----
TOPLUMSAL OLAYLARDA KULLANILAN KİMYASAL GAZLAR
Güvenlik kuvvetleri tarafından toplumsal olaylara
müdahale amacıyla kullanılan maddeler olumsuz birçok sağlık etkisi bulunan
kimyasal maddelerdir. Bu amaçla kullanılan maddeler çok çeşitlidir ancak üç ana
grupta toplanmaktadır:
* Göz yaşartıcılar
* Aksırtıcı kimyasal gazlar
* Kusturucular
Gaz bombası olarak adlandırılan bu kimyasal
silahların içerisinde kullanılan kimyasal maddelerin on beş farklı türü vardır.
Boğucu, Zehirleyici ve Benzer Gazların ve Biyolojik Araçların Savaşta
Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin 1925 Cenevre Protokolü ve Kimyasal
Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının
Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili 1993 Sözleşmesi uyarınca, toplumsal
olaylarda, kitlenin kontrolü amacıyla kullanılan biber gazı dahil olmak üzere
kimyasal silah kullanmak kesinlikle yasaktır.
Toplumsal olaylarda Genellikle Göz Yaşartıcı
olarak bilinen gazlar biber gazı kullanılmaktadır. Göz yaşartıcı gaz (diğer
adları CN, CS, DM) ve biber gazı (OC) kitleleri etkisiz hale getirmek, kişileri
sindirmek amacıyla polisler ve askeri birlikler tarafından kullanılan kimyasal
bileşiklerdir. Bu maddeler kimyasal yapılarına göre adlandırılmakta ve
çoğunlukla gaz bomba fişeği ve kapsüllerinin üzerinde harf kısaltmaları ile
belirtilmektedirler. Sağlık etkileri çoğunlukla ortak olmakla birlikte gazın
cinsine göre bazı belirtiler değişebilmekte ya da ön planda olabilmektedir.
Kimyasal silah olarak ilk kez 1914'te 1inci savaşta kullanılmıştır. En yoğun
kullanımı ise ABD ordusunca Vietnam'da
gerçekleştirilmiştir. Bununla birlikte gaz
bombaları ABD, İngiltere, İrlanda, Vietnam, Filipinler, Şili, Panama, Güney Kore,
Gazze, İsrail, Irak, Türkiye, Mısır vb. de yaygın olarak kullanılmaktadır En
yaygın kullanılan dört tipi vardır. Bunlar:
CS kısaltması ile kullanılan:
Chlorobenzylidenemalononitrile ( C10H5ClN2)
CN kısaltması ile kullanılan: Chloroacetophenone
(C8H7ClO)
DM kısaltması ile kullanılan:
Chlorodihydrophenarsazine
OC kısaltması ile kullanılan: Oleoresincapsicum
(Biber gazı olarak adlandılmaktadır)
Resmi makamların verdikleri bilgilere Türkiye'de
OC ve CS kullanılmaktadır. Bu bileşikler sentetik halojenli bileşiklerdir.
Biber gazı olarak bilinen bu sentetik organik bileşikler gaz halde olmayıp;
sıvı veya katı halde bulunurlar. Fakat sprey, el bombası veya mermi şeklinde
havaya atıldıklarında veya sıkıldıklarında içeriğinde bulunan yardımcı itici
gazlarla birlikte gaz haline geçerler. Aslında gerçek biberden elde edilen
biber gazı; kapsaisin denilen bileşiklerden elde edilen bir gaz türüdür.
Kapsaisin; Oleo Capsicum (OC) denilen bir biber türünden ekstraksiyon
yöntemiyle elde edilen yağ bazlı bir organik maddedir. Suda çözünmez, alkol,
eter ve kloroform gibi organik çözücülerde çözünür. Kapsaisin doğal olarak
biberden elde edildiği gibi sentetik analogları da bulunmaktadır. Kapsaisinin
GC ve HPLC ile analizi yapılabilmektedir.
Göz yaşartıcı gazlar:
Göz yaşartıcı gazların sağlık etkileri ile ilgili
çok fazla sayıda çalışma olmamasına karşılık az sayıdaki çalışma bile zararlı
etkilerini ortaya koymaktadır. Güvenlik kuvvetleri tarafından toplumsal
olaylara müdahalelerde kullanılan göz yaşartıcı gazlar geniş bir kimyasal grubu
oluşturmakta ve "kimyasal silah” olarak nitelendirilmektedir. 1969
yılında, seksen ülke Cenevre Protokolünde yasaklanan kimyasal silahlar arasında
gaz bombalarının da olmasını istemiştir. Toksik potansiyelleri hakkında daha
fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu bildirmiş ve hiçbir durumda kullanımına izin
verilmemesini belirtmişlerdir. Erişkinlerde ölümcül etkilere de yol
açabilmektedir ve genel olarak gazın etkileri günler sonra ortaya çıkmaktadır.
Özellikle astım hastaları ya da geçirilmiş akciğer hastalığı olan yaşlı
hastalarda gaza maruz kalım sonrası ölümler meydana gelebilmektedir ve
ülkemizde de bu sebeple kayıt edilen ölümlü vakalar mevcuttur. Gazdan etkilenme
düzeyi;
a. Gazın aşırı miktarda kullanımı
b. Kapalı bir ortamda gaza maruz kalma
c. Dakikada solunan gaz partikül sayısının
yüksekliği ki bu da aşırı miktar kullanımı ile bağlantılıdır
Gaz; deri, göz ve solunum yollarında ciddi
düzeyde tahriş ve tahribat yaratır. Etkileri saniyeler içerisinde başlayarak
bir saate kadar sürebilir. Deriden emilip sinir uçlarında biriktiğinden kişinin
maddenin etkisinden kurtulması saatler alabilmektedir. Kullanılan maddeler
Aşırı miktarda atıldıysa, kapalı ortamlarda kullanıldıysa ve kişiler gazla uzun
süre temas etmek zorunda kalmışlarsa ve soluk alıp verme sayısı yüksek olan
bireyler varsa sağlık etkilerinin daha yoğun olduğu belirtilmektedir.
Kullanılan maddeler geç ortaya çıkan sağlık sorunlarına da yol
açabilmektedirler. Yüksek miktarlarda ve uzamış temas nedeniyle sağlık riskleri çok ciddidir ve ölüme bile yol
açabileceği saptanmıştır. Oluşan sağlık etkileri aşağıdaki başlıklarda
özetlenebilir:
Gözde: Gözlerde tahriş, yanma, gözyaşında artma,
ağrı, kimyasal nedenli göz kapağı iltihabı, gözde kızarma ve göz kapaklarının
istemsiz kasılmasına neden olurlar. Gözde kornea adı verilen tabakaya etkileri
bulunmaktadır. Özellikle tekrarlayan temaslarda kornea tabakası ile ilgi
sorunlar ortaya çıkmakta, bu olgularda göz kuruluğu şikayeti uzun süreli devam
etmektedir. Yapılan bazı çalışmalar biber gazının gözün çeşitli bölgelerinde
hasarlar oluşturduğunu ortaya koymuştur.
Ciltte: Ciltte yanma, tahriş, kızarıklık ortaya
çıkabilmekte, çok yüksek miktar gazla temas edilmesi halinde deride yanıklar
olabilmektedir. Hayvanlarda yapılan deneylerde burundan başlayarak akciğerlere
kadar bütün solunum yollarında hasar yarattığı ve toksik etkiye yol açtığı
belirlenmiştir.
Sindirim sisteminde: Yapılan bazı çalışmalar, on
iki parmak bağırsağında hasara yol açarak yağ emilimini etkilediğini ve
tekrarlayan temaslarda karaciğerde doku ölümüne yol açtığını göstermiştir.
Solunum ve Dolaşım Sisteminde: Göz yaşartıcı
gazlar ve biber gazları solunum yollarında ciddi etkiler göstermektedirler.
Burun ve boğazda yanma, burun akıntısı, aşırı tükürük salgısı, göğüste
sıkışıklık hissi, öksürük gibi belirtiler sık görülmektedir. Biber gazı solunum
yollarında daralmaya neden olmaktadır, özellikle astım hastalarında solunum
yetmezliğine neden olabilmektedir. Gazın solunması, soluk alamama, kalp
atışlarının yavaşlaması, ana atardamarda kan basıncının bozulması ve basıncın
iniş çıkışlarına neden olması, solunum yolarının daralması, solunum hızının
aşırı artması, tansiyonun düşmesi gibi etkilere yol açabilmektedir. Biber gazı
ile yüksek miktarlarda temas kalp ritmini bozabilmektedir. Yapılan hayvan deneylerinde
uzamış temas sonrası akciğer hasarı nedenli ölümler saptanmıştır.
Diğer etkileri: Yukarıda belirtilen etkilerin
dışında bulantı, kusma, fenalık hissi, ishal, ışığa aşırı duyarlılık, baş
ağrısı, ajitasyon, kişinin yer ve zaman algısı ile ilgili sorunlar ve panik de
rastlanan belirtilerdir. Biber gazının sağlık etkileri astım, zatürre, amfizem
gibi solunum yolu hastalığı olanlarda, kalp sorunu olanlarda, tanı konmamış
anevrizması olanlarda, çocuklarda, yaşlı ve bağışıklık sistemi yetmezliği
olanlarda ve gebelerde daha belirgindir. Bu nedenle özellikle alerjik bünyeli
kişiler, astım, KOAH ve benzeri solunum yolu hastalıkları olanlar ve kalp
hastaları risk altındadır.Gebelik üzerine etkilerine ilişkin yeterli
çalışma yoktur ancak gazla direkt temasın gebelerde düşük ve erken doğum
riskini arttırdığı bildirilmektedir.
Biber Gazına Maruz Kalma Sonrasında Ölüm Riski
BM ADR Sözleşmesi s.197'den alınan sayısal
verilere göre:
Ağız yoluyla (oral) doz 5-50 mg/kg vücut ağırlığı
aralığında ise, etkilenen kitlenin %50'si için öldürücü etkisi vardır.
Cilt yoluyla (dermal) etkilenimde doz miktarı
50-200 mg/kg vücut ağırlığında ise, etkilenen kitlenin %50'si için öldürücü
etkisi vardır.
Soluma yoluyla, havanın 1 litresindeki derişimi
0.2-2 mg aralığında ise, etkilenen kitlenin %50'si için öldürücü etkisi vardır.
Biber gazı kullanımında ani olarak gelişen üst
solunum yolunun alerjik ödemi ölüme neden olabilmektedir. Göz yaşartıcı
gazların var olduğu ölümlerin tümünde ağır solunum yolu sorunları, akciğer
ödemi ya da solunum yollarında var olan hastalık ya da patolojiler işaret
edilmiştir. Astımlı bir hastada ve bronşit hastalığı olan bir yetişkinde hızlı
gelişen ölüm nedeni olarak biber gazı rapor edilmiştir.
Bazı göz yaşartıcı bomba türleri yakından ve
yoğun temas sonrası hipertansiyon krizi ve vücut ısısının aşırı düşmesine ve
solunum sistemi üzerinde ciddi ve yaşamı tehdit edici etkilere yol
açabilmektedir.
Dünyada 90'lı yıllarda gazete haberlerinde
polisin kullandığı biber gazına bağlı ölümler bildirilmiştir (Los Angeles
Times, 18 Haziran 1995). Ölüme de neden oldukları bilinen gaz bombaları
hakkında en son İsrail'de 31 Aralık 2010 tarihinde, (2004 yılındaki 2 ölüm
olayına ek olarak), CS'nin neden olduğu bir ölüm olayı daha rapor edilmiştir.
Gaz bombalarının ve biber gazının tıbbi
literatürde sadece ABD'de son otuz yılda 100 kişinin ölümüne yol açtığı
bildirilmiştir.
Tedavi
Tedavi genellikle etkileri hafifletmek amacıyla
yapılır. Hemen ortamdan uzaklaşılmalı, temiz havaya çıkılmalı ve giysiler
çıkarılarak maruz kalan bölge ılık su ve sabunla bolca yıkanmalıdır.
CS'ye maruz kalındığında su ile temas deri
bulgularını alevlendirir, bu nedenle hafif alkali bir solüsyon kullanılabilir
(%6 sodyum bikarbonat, % 3 sodyum karbonat, % 1 benzalkoniumklorid). Hastalar solunum sıkıntısı yönünden izlenmelidir.
Solunum sıkıntısı yoğun olanlar hastaneye başvurmalı ya da sevk edilmelidir.
Biber gazına maruz kalındığında gözler hızla ve
bol suyla ya da % 0.9'luk sodyum klorür (Serum Fizyolojik adıyla satılan
ürünler) ile en az 15 dakika süreyle yıkanarak kimyasal madde gözden
uzaklaştırılmalıdır. Gözlere etkisi bakımından, özellikle gözün kornea
tabakasına etkilerini gidermek açısından bazı ilaçlar kullanılabilmektedir.
Maruz kalan gözde kontakt lens var ise hemen çıkarılmalıdır.
İki defa temizlenen kontakt lensde bile biber gazı (OC) kalıntısı görülebildiği
için, bu lenslerin tekrar kullanımı önlenmelidir.
Ağrı, şişlik, gözyaşı salgısında artış ve ışığa
karşı hassasiyet uzun süreli devam ediyorsa doktora başvurulmalıdır.
Ağrının giderilmesinde, alüminyum hidroksit,
magnezyum hidroksit ve simetikon içeren süspansiyonların (anti-asit mide
ilaçları vb) deriye uygulanmasının, suyla yıkamaya göre daha etkili olduğu
saptanmıştır. Deri bitkisel yağla temizlenebilir. Deride tahriş olan bölgeye
bitkisel yağ uygulaması ağrının giderilmesinde de yararlıdır.
Olası gaz saldırısında gözler, burun, ağız gaz
maskesiyle korunmalıdır.
Biber gazına maruz kalınması durumunda en kısa
zamanda ortamdan uzaklaşılmalıdır. Nefes ağızdan alınıp burundan verilmelidir.
Biber gazına (OC) maruz kalınan ortamdan
uzaklaşıldığında bulgular yaklaşık 30 dakika sonra kaybolmaya başlarken, CN ve
CS tipi gaz bombalarında semptomlar birkaç saat sürebilmektedir.
Gaz Kullanımının Hukuki Boyutu
Anayasamızın 5. maddesinde, Devletin temel amaç
ve görevleri, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve
adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal
engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli
şartları hazırlamaya çalışmak olarak tanımlanmıştır.
Anayasamızın 17. maddesinde, Kimseye işkence ve
eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya
muameleye tabi tutulamaz denilmiştir.
Anayasamızın 56. maddesi uyarınca, Devlet,
herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla
yükümlüdür.Ayrıca 14 Ekim 1989 tarih ve 20312 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıile kabul edilen Avrupa Sosyal Şartlarının 2. Bölümünün 11. Maddesine göre de; anlaşmaya taraf devletler, sağlığın korunması hakkının etkin biçimde kullanılması ve sağlık için gerekli önlemleri almayı ve sağlığın bozulmasına yol açan nedenleri mümkün olduğu kadar ortadan kaldırmayı taahhüt etmişbulunmaktadırlar.
Anayasamızın 34. maddesi uyarınca Herkes, önceden
izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkına sahiptir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesine
göre, herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır.
Sözleşmenin 10. maddesi
ile herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir.
Sözleşmenin
11. maddesi uyarınca herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, demek kurmak,
ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve
sendikalara katılmak haklarına sahiptir.
Güvenlik güçleri tarafından kullanıldığı kabul
edilen ve insan sağlığı üzerinde kalıcı olumsuz etkiler meydana getirdiği
bilimsel raporlarla belirlenen Oleorcin Capsicum (OC) ve
Chlorobenzylidenemalononitrile (CS) gaz bombaları ve gaz fişeklerinin kullanımı
Anayasamızın 5 ve 17. ve 56. maddeleri ile Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi'nin
2. maddesi ile teminat altına alınmış maddi ve manevi varlığını geliştirme ve
yaşama hakkını ihlal etmektedir. Ayrıca söz konusu kimyasal silahların
kullanımı Anayasanın 34. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10 ve
11. maddeleri ile teminat altına alınmış yurttaşlarımızın toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenlemeye ilişkin demokratik haklarının kullanılmasını da engellemektedir.
Emniyet güçleri tarafından insanlara karşı
kullanılan chlorobenzylidenemalononitrile (CS) ve oleoresincapsicum (OC) adlı
kimyasal gazlar, Kimyasal Silahlar Konvasiyonu sıralamasına göre Kimyasal Silah
kategorisinde yer almaktadır. Avrupa İşkencenin ve Kötü Muamelenin Önlenmesi
Komitesi (CPT), kimyasal gazların kullanımına çok açık bir şekilde karşıdır.
Kapalı mekanda kullanımı konusunda kesinlikle taviz vermezken, açık havada
kullanımı ile ilgili de çekinceleri mevcuttur.
Tüm bunlara ek olarak biyolojik ve kimyasal
silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Protokolü'nün ilgili maddesi 17
Haziran 1925'te Cenevre'de imzalanmış ve Türkiye de bu anlaşmaya 15 Ocak 1931
senesinde taraf olarak; boğucu, zehirleyici ve benzeri gazların ve
bakteriyolojik araçların kullanımına karşı çıkmıştır.
Hukuki boyutundan önce insan
haklarını göz önünde bulundurarak bu ve benzeri gazların özellikle toplumsal
olaylarda kullanımı konusuna tüm kamuoyunun daha hassas yaklaşması gerekliliği
bu yazının dikkat çekmek istediği noktadır. İnsan sağlığı üzerinde türlü
zararları olan bu kimyasal ajanlar; genç, yaşlı herkesi olumsuz etkilemektedir.
Özellikle kullanımı esnasında oluşan panikle kaos ortamının yaratacağı
yaralanmalar ve ezilmeler de hesaplanmalıdır.
----
teşekkürler TTMOB..
eJdeR