KARŞIYAKAMIZ - fenerbahçe
Öncelikle şunu söylemek isterim Türkiye ligi seviyesinde hala ilk turun best-of-3 olması ayıp.. ilk turlar da artık 3 galibiyet üzerinden olmalı.. Diğer yandan, fenerbahçe geçen yıl euroleaguede ve ligde kadrosunun altında kaldı, olabilir, ama ülker arenada bu vasat seyirci ile maç yapması da taraftarın ve yönetimin ayıbı, bariz bir şekilde Karşıyaka taraftarını ve marşlarını duyduk..
Fenerbahçe kadrosundaki isimler tek tek düşünüldüğünde bile kağıt üstünde maç çevirebilecek isimlere sahip.. Bunu engellemenin tek yolu, tempolu takım oyunu - baskı ve dış atışlarda isabet.. İlk yarıda Karşıyaka açısından pek konuşacak bir şey olmadı.. 41 - 29 biten ilk çeyrek de bunun bir göstergesi. Burada McCalebbin liderliğinde fenerin oyunun her iki yönünde de kontrolü elinde tutması sonucu karşılıklı olarak gidiyor gibi gözükse de maçta farkın 12 ye çıktığını gördük.. İkinci yarının başında McCalebin faul alması ve farka güvenen Erdoğanın onu kenara alması birden fırsat doğurdu. Ümit Sonkolun ceza atışları ile 8-0 bir seri yakalayan Karşıyaka yediği sayılara da üçlüklerle cevap vermeye devam ederek (bu sürede 5/10 üçlük) çeyrek sonuna (12-25) 53-54 önde girdi.. McCaleb saha kenarındayken savunmada organize bir çözüm üretemeyen fenerbahçe hücumda ise transition hücumlarda birebir ve basit hataları cezalandırarak en azından yağan karşıyaka üçlüklerinin zararını azaltıp maçta kaldı.. 4. çeyrekte kendine güveni yükselen Karşıyaka top paylaşımını iyi yaparak seriyi sürdürdü ve kontrolü bir şekilde elinde tuttu. Yükselen Fener savunmasını sabırlı bir şekilde setleri çevirerek aşmaya çalıştı, topu en sıcak ele / en uygun pozisyona ulaştırarak sonuca gitti. Rakip koçun oyunu canlandırmak adına takımı kısaltmasını iyi değerlendiren Karşıyaka 3. çeyrekte aldığı ribaund avantajını devam ettirerek hücum sayısını arttırdı. Son dakikalarda oyuna bağlı kalan, sağlam oynayan Karşıyaka, fenerin cılız girişimleri dışında ayak dirememesi sonucunda kutsal topraklara galibiyetle döndü; 68-74... ikinci yarı fenerbahçeye 45 sayı atmak tabi önemli ama koca 20 dakikada feneri - o hücum silahlarını - 27 sayıda tutmak çok daha önemli bir iş gerçekten.
Fenerbahçenin dış atışlarda bir daha -en azından bu vasatta (5/24 ile %20 üç sayı attı) - zorlanması pek muhtemel değil - (McCalebb 0/6 atmaz bir daha orası kesin) ; ama Karşıyakanın da ARENAda boyalı alan savunması - özellikle seyirci baskısı ile birleşince - daha etkili olmalı / olacaktır (fener % 66 ile hücum etti). 3. çeyrekte fenerbahçenin üzerine eller sıcakken 3lük yağdırmak (doğru) bir tercihtir - ama her zaman bu şekilde gitmeyebilir, erken faul problemine giren ve faul hakkını dolduran, savunması delik deşik olmuş rakibe karşı içeriyi zorlayarak faul oyunu oynamak da - en azından oyun zekası olarak - fayda var. Bu tarz bir yaklaşım kadro zenginliği yüksek olan rakibin rotasyonunu da daraltacaktır..
4 numarada Kaya Pekere savunmada çok cevap veremezken, hücumda karşı ilacımız hem Thomasın hem Ümitin yüksek post ve dış atış yüzdesi oldu, buna çok uyum sağlayamayan ve savunmada zorlanan Kaya için mutlaka bir şey düşüneceklerdir, bu da 2. maçta buradan yediğimiz ekmeği azaltacak; öte yandan buna karşı kısa izolasyonu ve p&r oyunları ile potaya gitmeyi ya da 2 numaradan hücumu düşünmeliyiz..
Mccaleb ve sato üzerinden skorer savunması belkide en iyi işleyen plandı, ikinci maçta dixon daha da zorlanacaktır, burada Evrenden yine benzeri bir performans göstermesini istiyoruz.
Diebleri sevdiği pozisyonlarda buluşturabildik bu maçta, kritik anlarda cevap verdi ama genel yüzdesi düşük kaldı, salı günü daha verimli oynamalı ve ümitin ekstra katkısını paylaşmalı.
Maçın yıldızı:tabi ki KARŞIYAKAmız ama Ümit Sonkol yürüyüşü başlatan adamdı..
ne diyelimmm..
salı günü ARENAda sesimizi bırakacağız ama turu yanımıza alıp çıkacağız.. saat 20:00 da..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder